Dün Cunda pazarında böğürtlen ve frambuazı görünce hissettiklerim size biraz komik gelebilir. Çocukluğumdan beri bu iki meyveyle aramda başka bir ilişki var. Belki de ”Şirinler”den dolayıdır bilimiyorum. Tezgahı, çok çok uzaktan farkettim ya da orman meyveleri perileri kulağıma ”oradalar” diye fısıldadı. Hedefe kilitlendim ve onlara ulaştım. Gerçekten duygulandım, gözlerim sevinçten doldu, sanki en sevdiğim anaokulu arkadaşımla karşılaştım da onu nasıl ağırlayacağımın paniğini yaşamaya başladım. Ağırlamak derken, onları mutlu etmeliydim. Güzelliklerine yaraşır bir şeyler yapmalıydım. O kadar çok şey yapılabilirdi ki dondurma nefis olurdu, kremalı frambuazlı pasta, muhteşem ya da frambuazlı mus… Ama şöyle düşündüm; söz konusu olan anaokulu arkadaşımsa ve o zamanlar en sevdiğim tatlı, pastanelerde sıra sıra dizilmiş tartoletlerse, o zaman tartolet yapmalıydım.

Önce işe güzel bir pastacı kremasıyla başladım.
2 su bardağı süt
6 yumurta sarısı
1/2 su bardağı şeker
1/3 su bardağı mısır nişastası
Vanilya
Sütü tencerede kaynattım. Başka bir kapta yumurta sarıları, şeker ve nişastayı çırptım. Sonra kaynayan sütü, yavaş yavaş, yumurtaları pişirmeden, sürekli çırparak karışıma ilave ettim. Karışım ipek gibi bir hal alıp, yumurtaların pişmediğinden emin olunca, ocağa koyup bir yandan çırparak pişirmeye devam ettim. Kaynayınca vanilyayı koydum. Yine karıştırarak soğuttum.
Tart Hamuru İçin
125 gr tereyeğ küp küp soğuk
1.5 su bardağı un
3 yemek kaşığı şeker
1 yumurtanın sarısı
2 yemek kaşığı buzlu su
Tereyağı, un ve şekeri hamur karışıtırıcısında küçük taneler oluncaya kadar karıştırdım. Sonra yumurtayı ekledim, tam birleşmediğini görünce suyu da ilave ettim. Tezgahta, hamura çok fazla dokunmadan, top haline getirip, bir saat buzdolabında beklettim. Dolaptan çıkarıp açtığım hamuru, tereyağla yağlayıp, unladığım tartolet kalıplarına yaydım. İçlerine fırın kağıdı serip, mercimekle ağırlık yaparak, 30 dakika 180 derecede pişirdim.
Soğuduktan sonra üzerine kremayı koydum, sonra da dünyanın en büyülü meyvelerini tartın üzerine dizdim.