AYNA CUNDA

cunda

Kategori: Makarna ve Pilavlar

OTLU PİLAV

Bir ay aradan sonra dün Ayna’yı açtık. Yoğun bir hazırlık vardı, eksikler tamamlandı, yemekler pişirildi, temizlikler yapıldı. Bugün de Cumartesi malum Cunda’da pazar var. Sabah pazarda göze nefis görünen ısırgan otlarını ve ince ince pırasaları görünce günün yemeği şekillendi.

Isırgan otunu yaprak yaprak ayıkladık, yıkadık. Pırasaları düğme düğme doğradık, ekşi kulakları temizledik. Bir tavada biraz zeytinyağıyla önce pırasaları çevirdik, pırasalar ölmeye yakınken ama tam ölmeden ısırganları ve ekşi kulakları ilave ettik. Diğer tarafta diri pişmiş pirinç pilavından yeterince alıp otlu karışıma ekledik. Son olarak portakal kabuğu rendeleyip pilava kattık. Servis sırasında da karabiber ve dereotuyla süsledik.

Otlu Pilav

Ev Yapımı Makarna

Bugün Ayna’da rol değişimi yaptık. Annem Maria, ben Gina, Tayfun da Renzo oldu. Makarna yapmaya koyulduk. Tarif çok kolay 100 gram una 1 yumurta. Biz 6 yumurtayla yaptık, 600 gram un kullandık. Asıl mesele hamuru çok iyi yoğurmak, bir de tabii bulunabilecek en iyi unu kullanmak.

Önce tüm malzemeyi hamur yoğurma makinesinde birleştirdik, sonra tezgaha aldık. Bu noktada ya kocaman kollu, dev cüsseli bir Gina veya Maria olmak gerekiyor ya da Renzo’yu hamuru yoğurmak için ikna etmek gerekiyor. Hep beraber yaklaşık bir saat hamuru yoğurduk, önce uzatıp sonra topladık, çektik birleştirdik. Hamur ipeksileşince üzerine nemli bez koyup bir buçuk saat buzdolabında dinlendirdik. Daha sonra eski usul, yandan çevirmeli makineyle hamuru açtık, kestik, sonra da biraz kurusun diye çamaşır asar gibi oklavaya astık.

Makarnayı tuzlu kaynamış suda ”al dante” haşladık. Süzdükten sonra  içine rendelenmiş beyaz peynir ve doğranmış maydonoz  koyduk. Tabaklara bölüp karabiber serptik. Yerken de erken hasat, filtre edilmemiş zeytinyağ gezdirdik. Yetmedi biraz daha gezdirdik, yetmedi biraz daha, biraz daha, daha, daha!

İşte makarna budur diye yedik. Buon appetito!

ev yapımı taze makarna

Karamelize Soğanlı Bulgur Pilavı

Artık kış yemekleri zamanı geldi. Hafiften özlemişim ama zor itiraf ediyorum kendime. Hatta geçen gün canım kurufasulye bile istedi. Sahir de muhteşem turşularından yapmış getirmiş, bahçeden sebzelerle. Artık kabul etmek lazım. Kış başlıyor.

Bugün patates musakka var Ayna’da. Bir de teyzemin tarifiyle karamelize soğanlı yeşil mercimekli bulgur pilavı. Bulgur pilavını zaten çok severim. Bu da nefis bir yorumu.

Üç büyük soğan piyazlık doğranıyor. Bir büyük bardak yeşil mercimek diri haşlanıyor. Aynı tencereye iki büyük bardak esmer bulgur ekleniyor, tuzu ayarlanıyor. Pilav pişerken piyazlık doğranmış soğanlar bol zeytinyağında şeffaflaşıncaya ve biraz da altın rengi oluncaya kadar kavuruluyor. Pişmiş bulgur pilavına boca ediliyor. Yanında Sahir’in kavun ve ayva turşusuyla afiyetle yeniyor.

Çok Sebzeli, Bol Maydonozlu Şehriye Pilavı

Ayşen geldi, çok özlemiştik onu. Ne zamandır gelmiyordu Cundalara. Ayşen annemin çok eski arkadaşı, İstanbul’dan, e tabi benim de.

Ayşen geldi ama bu onun için iyi oldu mu bilemiyorum. Hemen mutfağa soktuk onu, annemle birbirimize baktık ve dedik ki ”Ayşen bize şehriye pilavı pişir, Ayşen bize şehriye pilavı pişir” Tezahüratı duyabildiniz mi bilmiyorum. Her geldiğinde yapar bize bu pilavı, baş rollerde ben, hepimiz bayılırız…

Önce bol yemeklik soğan zeytinyağda kavruluyor. Rende havuç, küçük küçük doğranmış kırmızı biber, yeşil biber, patlıcan ve iki büyük domates de tencereye ilave ediliyor, hep birlikte biraz daha çevriliyor. Sonra arpa şehriye de eklenip, suyu ayarlanıyor. Suyunu çekene kadar pişiriliyor. Tam da bu sırada, henüz sıcakken iki demet maydonoz ve yarım demet dereotu doğranıp pilava ekleniyor. Biraz demlendikten sonra karıştırılıyor. Tadına doyulmaz bir pilav bu, tabak tabak yeniyor.

Akivadesli Bulgur Pilavı

Akivades diğer adı kum midyesi, Ayvalık’a taşındıktan sonra tanıştığım bir midye türü. Kendinden desenli, açık renkli bir midye türü. Ada Restoranda Zeynep Hanım şaraplısını yapmıştı ilk yediğimde, bayılmıştım. Ama söz konusu Ayvalık, Cunda olunca yegane pişirme şekli, balıkçıların evinde pişen biçimi ”bulgur pilavlı” hali.

Klasik bir bulgur pilavı aslında, dibine soğanı kavruluyor, bir kaç biber doğranıyor, Şemsa Hanım’dan öğrendiğim bol miktarda limon kabuğu rendesi ve sarmısak ilave ediliyor. Sonra tencereye akivadesler koyuyor, üzerine de bulgur salınıyor, suyu ayarlanıp, pişirilmeye bırakılıyor. Bu sırada tencereyi izlemek çok zevkli, akivadesler ağızlarını kocaman açıyor, bulgurlar içlerine doluyor. Lezzet şöleni yine kendini gösteriyor, Ege’de yaşamanın dayanılmaz hafifliği işte bu!

”Kırk Enginar” 2. gün

”Enginarın yararları çoktur, antioksidandır, karaciğerin kendini yenilemesine yardımcı olur, A ve C vitaminleri, kalsiyum, potasyum, demir, manganez ve fosfor mineralleri açısından zengindir. Bir de yılda 40 enginarın mucizevi olarak karaciğeri tamamen yenilerdiği söylenir.”

Biz de tam da enginar mevsiminde, kırk gün boyunca her gün bir enginar yemeği yapmaya karar verdik Ayna’da. İkinci gün için de ”enginarlı pilavı” seçtik. Kadriye yine kocaman bir sepet enginar temizledi sabah. Körpe yaprakları atmadık kaynattık suyunu pilav için sakladık. Ayıklanan enginarları, sakladığımız suyu ve Ayvalık zeytinyağını bir pilav tenceresine koyduk, enginarlar hafif yumuşayıncaya kadar pişirdik, sonra üzerine pirinci ilave ettik. Bir bağ dereotu doğranmadan tencerenin en üstüne koyduk, öylece pişirdik. Sonuç İşte…

Sevgililer Günü Yemeği

Sevgililer Günü Salı gününe geliyor. Ne hazırlasak diye düşündük annemle. Nasıl bir menü yapsak? Afrodizyak olarak da bilinen ama benim için en önemlisi lezzetinin içinde aşk barındıran ”karadiken”i kullanmaya karar verdik. Ayna’da karadikenli yani deniz kestaneli makarnayı yılda bir kaç kez genelde özel günlerde pişiriyoruz.

Karadiken nasıl yerseniz yeyin muhteşem bir yemek. Ama bir de ev yapımı makarna, sarmısak ve tereyağla birleşince olağanüstü bir şey oluyor. Yanında bir kadeh de şarap, enfes.

Önden de haşlanmış kış sebzelerinden potakal dilimleri ve kavrulmuş bademle süslenmiş bir salata. En son ise süpriz sevgililer günü pastası. Bekliyoruz.