AYNA CUNDA

cunda

Etiket: ayna

Acılı, karidesli ev makarnası

acılı karidesli erişte

Cunda’da hava soğuyor, ortalık bir sakin, bir sessiz. Dün gece evde kendimi yemek vidyolarına adadığımda, aklıma gelen tek şey acı, sarmısaklı ve tereyağlı bir şeyler yapmak oldu. Sabah Ayna’ya gelince balıkçıdan gelen taze karidesleri de görünce işte bu sonuç çıktı ortaya. Anneme bir erişte yapalım dedim, böyle tereyağlı, acı, sarmısaklı olsun. Onun da onayını alınca yapmaya başladık. Üç dört kişilik ev makarnasını haşladık. Bir vok tavada iki yemek kaşığı kadar tereyağı, küçücük doğranmış sarmısaklar ve acı mı acı kurutulmuş biberlerden kızdırdık, kokusu çıkınca temizlenmiş karidesleri ekledik şöyle bi çevirdik, ince doğranmış maydonozları ilave ettik, hoplattık en son da dörde bölünmüş çeri irisi domatesleri ekleyip domatesler ısınıncaya kadar bekledik üzerine erişteyi koyup karşıtırdık. Üzerine de eski teneke tulumu. Sonra da dayanamayıp hep birlikte yedik.

Acılı Karidesli Erişte

Sübye Yahni

Sübye Ayna’nın olmazsa olmazlarından. Mürekkepbalıklarından en sevdiğim diyebilirim. Kalamardan daha hafif geliyor lezzeti bana. Üstelik %100 Ayvalık sahillerinden. Hazırlamak biraz zaman istiyor. Ön pişirme yapmak gerekiyor. Yani sübyeyi kendi suyuyla pişirmek. Biraz şarapla tencereye koyup, kendi suyunu salması ve o suyu tekrar çekmesini beklemek gerekiyor.

Bugün Ayna’da sübye pişti. Ön pişirmesini tamamladıktan sonra, tencerenin dibine biraz soğan, yeşil biber ve bir defne yaprağı   koyuyoruz, biraz da sarmısak. Şöyle bir öldürüyoruz soğanları, Ayvalık zeytinyağıyla tabii ki. Sonra sübyeleri tekrar tencereye alıyoruz. Üzerine yazdan hazırladığımız domates sosundan, beyaz şarap ve sübyenin sevgilisi maydonozu ekliyoruz. İki tıkırdıyor, servise hazır. Bugünün fotoğrafı ise konuklarımızdan Murat Bey’e ait. Teşekkürler.

Lor Peynirli Sardalya

Ayna Yeme İçme Oturma Yeri Cunda

Bugün yeni bir  şey denedik. Lor peynirli sardalya! Geçen akşam bir konuğumuz bahsetmişti bu yemekten, annesi yaparmış. Aslında bir Selanik yemeğiymiş.

Sardalyalar fileto ediliyor, derileri tepsiye gelecek şekilde tek sıra diziliyor. Ayrı bir yerde bir miktar lor peynirinin içine ince doğranmış taze soğan, maydonoz, tuz ve karabiber ekleniyor. Sonra bu karışım sardalyanın üzerine yayılıyor, üzerine yine tek sıra sardalyalar. En üste de yine tuz karabiber, biraz zeytinyağ biraz da ekmek kırıntısı. Fırına veriliyor 15-20 dakika sonra, çok güzel bir yemek oluyor. Biz beğendik, sürekli yapmaya karar verdik. Size de tavsiye ederiz.

Limonda Pişmiş Kaya Levreği

Çok güzel oldu. Söyleyecek başka şey bulamıyorum. Daha bu sabahın erken saatlerinde tutulmuş kaya levreği, ince ince dilimlendi. Limon, tuz ve şekerde bekletildi. On dakika içinde hazır oldu. Hep beraber hemen tattık. Enfes!

Sevgililer Günü Yemeği

Sevgililer Günü Salı gününe geliyor. Ne hazırlasak diye düşündük annemle. Nasıl bir menü yapsak? Afrodizyak olarak da bilinen ama benim için en önemlisi lezzetinin içinde aşk barındıran ”karadiken”i kullanmaya karar verdik. Ayna’da karadikenli yani deniz kestaneli makarnayı yılda bir kaç kez genelde özel günlerde pişiriyoruz.

Karadiken nasıl yerseniz yeyin muhteşem bir yemek. Ama bir de ev yapımı makarna, sarmısak ve tereyağla birleşince olağanüstü bir şey oluyor. Yanında bir kadeh de şarap, enfes.

Önden de haşlanmış kış sebzelerinden potakal dilimleri ve kavrulmuş bademle süslenmiş bir salata. En son ise süpriz sevgililer günü pastası. Bekliyoruz.

Bakır Sahanda Sebzeli Hamsi

Bu gün sakin, huzurlu, parçalı bulutlu bir ada günü. Soba yanıyor, etraf pek bir sessiz. Cunda’nın sembollerinden Balıkçı Derya, ”hamsiiii, hamsiiii’ diye bağırıyor. Derya’nın ne dediğini anlamak biraz zaman alıyor. Adanın kendine has aksanını hala koruyanlardan.  Neyse hamsileri aldık, temizledik, filetolarını çıkardık. Sonra soğanları piyazlık doğradık, bakır sahanın dibine bol Ayvalık sızma zeytinyağı, üzerine incecik soğanlar, onların üzerine de çok bol maydanoz, en son da fileto hamsiler, limon dilimleri ve biraz deniz tuzu. Sahanı ocağa koyduk, altını kıstık, ağzını kapattık. Sebzelerin buharında balıklar pişti, soğanlar hafif karamelize oldu. Değirmen karabibiberle de tatlandırıldı. Harika!

Ayna Bisküvileri

Bu gün çok eğlenceli bir bisküvi yaptım. Aslında bildiğimiz pötibör bisküvi. Mis gibi tereyağ kokulu, kıyır kıyır ve tırtıklı kenarlı.  Biraz fazla pişirince de çifte kavrulmuş oluyor. Hem de gayet basit.

50 adet bisküvi için

200 gr tereyağ

125 gr su

2.5 gr tuz

200 gr şeker

500 gr un

5 gr kuru maya

Su, tuz, tereyağ ve şekeri bir tencereye koyup kaynattım. Soğuyana kadar gidip gelip karıştırdım.

Hamur makinesinin içine un ve mayayı koydum. Soğuyan karışımı da içine ekledim. Sonra homojen bir karışım olana kadar düşük hızda yoğurdum. Daha doğrusu kitchenaid yoğurdu. Bir gece buzdolabında beklettim. 3 mm inceliğinde açtım. Sonra da 5 cm’ye 5 cm kareler kestim. Üzerine de Ayna mühürü bastım.

Tam Bir Ay Sonra Ayna’da

Bir aylık bir İstanbul gezisinin ardından Ayna’yı bugün açtık. İstanbul, bu sefer gezmekten çok öğrenmekti benim için, hem de ne öğrenmek!

Nişantaşı Kantin’in sahibi Şemsa Denizsel yaz aylarında Cunda’ya geldiğinde beni bir süreliğine Kantin’de staj yapmaya, bir şeyler öğrenmeye davet etmişti.  Bunun beni ne kadar sevindirdiğini ve heyecanlandırdığını anlatmam çok zor. Kantin Türkiye’nin en iyi lokantası bana göre. Uzun yıllardır hem Kantin’i hem kulaktandolmatarifler.wordpress.com u takip etmeye çalışıyorum. Bu kadar severken ve ilgiyle izlerken, Şemsa Hanım’ın  daveti  çok gurur vericiydi. Yaklaşık üç hafta Şemsa Hanım ve Kantin’in tüm mükemmel çalışanlarıyla beraberdim. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Ve tabii Alanur Usta, olağanüstü bir tatlı şefi olmasının ötesinde, çok iyi bir arkadaş oldu bana.

Şimdi artık dükkanımdayım, öğrendiklerimle buraya daha da güzel şeyler katacağımı umuyorum. Heyecanlıyım, gururluyum, çalışkanım!